26 Ocak 2012 Perşembe

İmkansız mı? Hah ha!


Mission: Impossible-Ghost Protocol filmini izlemeden önce filme ait iki fotoğrafı görüp kostümlerin çok şey vaat ettiğini farketmiştim. Bunların biri ajan Jane Carter'ın (Paula Patton) giydiği nefis yeşil gece elbisesi diğeri ise tetikçi Sabine Moreau'un (Léa Seydoux) filmde ilk gözüktüğü an üzerinde olan gri pardösü idi. Yeşil gece elbisesi çok iddialı, zaten filmde de dikkat çekici bir görsel öğe olarak kullanılıyor, pardösü ise herkesin ilgisini çekmeyebilir ama ben çok beğenmiştim. Palto ya da ceket tarzı kıyafetlerde bağlamalı detayları seviyorum sanırım. Aslında son derece sade bir tasarım ama bir havası olduğu kesin. Zümrüt yeşili gece elbisesi ise filmdeki dikkat çekme görevini, hem göğüs hem de derin yırtmacın sağladığı bacak dekoltesiyle birlikte fazlasıyla yerine getiriyor. Paula Patton'un ten rengine çok yakışan bir renk, straplez ve tek askının bir arada kullanıldığı son derece zarif bir dizayn. Kostüm tasarımcısı Michael Kaplan -sicilinde Fight Club ve Blade Runner var!- araba içindeki soyunma sahnesinde de bu güzel elbisenin içinde başka güzellikler olduğunu gösteriyor. Ancak siyah iç çamaşırının tüm detaylarına vakıf olamıyoruz. Yine aynı karakterin taşıdığı başka bir kostüm; açık mavi renkteki aynı renkte ceketle tamamlanan elbise tam bir "iş kadını" kostümü. Çift düğmeli ceket çıktığında vücuda tam oturan sade bir elbiseyle karşılaşıyorsunuz. Rahatça dövüşmeye imkan tanıyan esnek bir kumaştan yapılmış olduğunu tahmin ediyorum, öyle değilse bile yedeklerinden biri o tarzda yapılmış olmalı zira karakterimiz içindeyken tüm akrobatik yeteneklerini sergiliyor.


Erkeklerin kadın karakterlerden aşağı kalır yanları yok, onlar da son derece şıklar. Örneğin Ethan Hunt (Tom Cruise) yeşil elbiseye gece mavisi bir smokin ile eşlik ediyor. Armani yapımı Michael Kaplan dizaynı smokin, siyah yaka ve düğmeleriyle dikkat çekici. En kullanışlı ve en eğlenceli olan kostüm ise yine Ethan Hunt'ın üzerinde gördüğümüz bir tarafı askeri üniforma diğer tarafı  spor ceket-mont olarak yapılmış üst. Burada bir parça filmsel bir ilüzyona tabi kalıyoruz ama yine de en dikkat çekici kostümlerden biri. Filmi izlememiş olanlar için biraz daha ayrıntıya girmem gerekirse, filmde kendini Kremlin'e general olarak yutturan ajan Hunt'ın üzerindeki üniforma, Hunt Kremlin'den dışarı çıkıp sokağa karıştığında tersine çevriliyor ve ortaya en afillisinden Bruce Springsteen t-shirtü ile tamamlanan günlük bir ceket çıkıyor! Yaratıcı tasarım diye işte buna denir:) Başrolümüzün giydiği akılda kalıcı parçalardan bir diğeri ise yarı çıplak bir şekilde kaçtığı hastaneden sonra giydiği, sokaktaki bir çamaşır askısından aşırdığı deri ceket. Hırsızlık konusunda fazlasıyla iyimser birisi tarafından ipe asıldığını düşündüğüm bu kapüşonlu siyah deri ceket Tom Cruise üstüne tam oturuyor. Filmin en bilinen afişinde de Tom Cruise'un bu kostümle olan hali kullanılmış. Filmde deri ceketle dolaşan bir tek Cruise değil, Lost'dan sonra yüzünü pek göremediğimiz Josh Holloway filmin açılışını yine siyah deri bir ceketle yapıyor. Filmde az görünüyor, ama iyi görünüyor. 


Ekibin diğer erkeklerinin kostümleri de oldukça göz alıcı. Jeremy Renner'in ceket pantolon takımları Tom Cruise'un tarzında -yine tek sıra düğmeli- iken, daha konuşkan ve esprili bir karakteri canlandıran Simon Pegg'inkiler biraz daha renkli, gömlekleri ise düz renk değil, ekoseli. Bu dikkat çekici takım elbiselerin başarısının altında -tasarımcı Michael Kaplan'ın yanı sıra- işinde son derece iyi olan bir terzinin dikiş ustalığı yatıyor. Bir çok kostüm tasarımcısının birlikte çalıştığı terzi Dennis Kim, takım elbiselerin oyuncuların vücuduna bu kadar iyi bir şekilde oturmasında büyük pay sahibi. The Ides Of March ve Inception filmindeki takım elbiselerin terzisi de kendisi. 

Mission: Impossible Ghost Protocol hala sinemalarda. Eğer sadece eğlenceli bir aksiyon seyretmek istiyorum, akla yatkın olması, senaryodaki boşluklar filan beni ilgilendirmiyor diyorsanız, keyifli bir iki saat geçirebilirsiniz, ya da çerez niyetine evde seyretmeyi de tercih edebilirsiniz. Filmin kostümleri hakkında daha ayrıntılı bilgiye tasarımcı Michael Kaplan'ın röportajıyla ulaşmak isteyenler ise buraya ve şuraya tıklayabilir. Biri kostümler hakkında harika bir site olan clothes on film sitesinin röportajı, diğeri ise bir festival sitesinin yapmış olduğu bir röportaj. Her ikisi de oldukça taze.


4 yorum:

Vuslat AKTEPE dedi ki...

Filme geçenlerde gitmiştim. Taksimde elim cebimde boş boş gezinirken afm'ye uğrayıp ilk filme bilet aldım ve karşıma bu film çıktı. Yeşil elbiseye bir sözüm yok. Çok şık ve zarifti. Bağlamalı gri pardösü de öyle... Ama film tam bir kabustu. Tamam holüvud sineması genelde klişeler üzerine kuruludur. Ben klişe de severim ama eh artık... Dünyayı yok etmeye çalışan sapkın profesörler çizgi romanlarda iyi duruyor da yetişkinler için yapılan filmlerde fazla değil mi? Sonra şu klasik klişe de ne öyle; geçmişinde yaptığı bir hatanın vicdan azabını duyarak kendini hapseden yetenekli, polis, ajan, doktor vb... Bari oyunculuğu değiştir. Sonra şu erkek arkadaşını kaybeden kızın intikam duygusu rolü, yok artık... Hele o soru "Onları öldürdüğünde kendini iyi hissettin mi?" of ki of en az on filmde görmüşümdür aynı repliği... Şu camda yürüme sahnesi, kum fırtınasının boyutları, Kremlin'in havaya uçması...Damlayan musluğu dert eden güvenlik, Rus ajanın gerçeği görmesi, rus hapisanesine sızmak için karım öldü masalı, bu film olabilecek en klişe filmlerden biriydi. Uzay kovboyları denen o garabetten sonra ikinciliği bu filme veriyorum...
Ve evet sinemadan öfkeli çıktım. Bir sebebi daha var tabi, o güzelim devasa KFC kovamı filme almadılar kovayı aşağıya bıraktım döndüğümde yoktu...
Hımm... Gece gece fazla şikayet ettim değil mi? :)
Film bir yana da güzelim KFC beni çileden çıkardı :)
İyi geceler...
Ps: Elbisenin altındaki iç tasarımın görünen kısmı cidden çok zarif...

Clea dedi ki...

Vuslat,
tüm söylediklerine en içten duygularımla katılıyorum! Yazımdan da anlaşılıyordur zaten, ayrıca KFC kovana yazık olmuş. Böyle bir film için feda etmek çok fena:) ama benim izlediğim salonda McDonalds kutuları ellerinde bir yandan filmi seyredenler vardı. Acaba her salonun kendine özgü kuralları mı var? Neyse cidden özlemişim sesini duymayı:)

yasemen k. dedi ki...

açıkçası ne yazacağımı bilemedim zira filmi izlemedim gereksiz bir yapım olduğunu düşünüyorum. Tamam tomcuk yaşını göster miyor ama görev adamı hallerini de gecti.. Ama kıyafetler şık ve albenili sevdim (:

Clea dedi ki...

yasemen,
yaşı ilerledikçe olağanüstü şeyler yapıyor tomcuk:)