Mayıs ayının güzelliklerinden Cannes Film Festivali başlayalı iki gün oluyor; kırmızı halı fotoğrafları, yarışan filmlerin basın toplantıları ve jürinin birbirinden mesut halleriyle festival her zamanki gibi. Jüri başkanı Robert De Niro, ona eşlik edenler Uma Thurman, Jude Law, Olivier Assayas, Martina Gusman, Mahamat-Saleh Haroun, Shi Nansun, Linn Ullman ve Johnny To. Yarışan filmler arasında artık Cannes'ın yabancısı sayılmayan Nuri Bilge Ceylan'ın Bir Zamanlar Anadolu'da filmi de var. Yönetmenlerinin ve oyuncularının ünleri itibariyle adını çokca duyuran Midnight in Paris, The Tree of Life, Melancholia gibi filmlerin yanı sıra yolunda sessiz sedasız ilerleyen Michael, Hanezu no tsuki, Hearat Shulayim gibi filmler de var.Açıkçası Midnight in Paris'i hiç merak etmiyorum, Melancholia her zamanki gibi tuhaf, üzerinde konuşturan Trier usulü mevzularla dolu belli, We Need to Talk About Kevin çok konuşulan bir kitaptan uyarlanmış, Sleeping Beauty'i merak ediyorum, ilginç gözüküyor, Le gamin au vélo, festivalin olmazsa olmazlarından Dardenne'lerin elinden çıkma, The Artist ise sessiz bir film ve siyah beyaz olması sebebiyle zaten adından söz ettiriyor. Neyse seyredene kadar bekleyeceğiz.
22 Mayıs günü ödül alma heyecanıyla yüzü gülenleri hep birlikte göreceğiz, o zamana kadar ise "kim ne giymiş" tarzındaki haberler gündemi meşgul etmeye devam edecek. İlk iki günden geriye ne kaldı merak ediyorsanız aşağıdaki fotoğraflara bakmanız yeterli. Uma Thurman'ın zarif beyaz elbisesi ve Gong Li'nin şıklığı dışında pek bir şey göremedim ben. Bu arada Angelina Jolie ne kadar övünse azdır, geçen sene taktığı zümrüt küpelerin modası hala devam ediyor. Elodie Bouchez konusunda ne diyeceğimi bilemiyorum. Kötü giyinme konusunda ders verebilir. Olur olmaz, sürekli bir Fransız şıklığından bahsedenlere ibret olmalı. Kırmızı halıda sıralanan "en güzel elbise benimkisi" tarzındaki gösterilerden fena halde sıkılmaya başladım sanırım. Umut edelim ki filmler iyi çıksın:)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder