12 Temmuz 2011 Salı

Dans eden filmler: Haydi hooppaaa!


Michael Sembello - She's A Maniac

King Africa - La Bomba

Laura Branigan-Self Control

Britney Spears-Toxic

Yaz aylarının kaçınılmaz getirisi olan düğünler etrafımızı saralı epey oluyor. Dolayısıyla açık olan pencerenizden "haydi hooppa, hadi hep beraber, eller havaya" tarzı dans tutkunlarını gaza getirici seslenmeleri duyuyor olmalısınız. Şimdi İstanbul'dayım, evimin olduğu yerden bu tarz sesler gelmiyor ama İzmir'deyken her hafta sonu birkaç tanesiyle baş etmeye çalışıyorduk. Hele bir tanesi vardı ki düğün deseniz değil, fasıl deseniz hiç değil, esrarengiz bir adamın durmaksızın çalıp söylediği bir şeydi ve gerçekten tahammül sınırlanı zorlayıcıydı :) Neyse konumuz dans, o yüzden danstan uzaklaşıp başka konulara dalmayalım. Dans aşkıyla yanıp tutuşan, bu aşkla yanarken bir yandan partneriyle de -önce mutlaka nefretle başlayan- tutkulu bir ilişki yaşamayı ihmal etmeyen  hırslı, dağ-bayır ayırt etmeden tüm yeteneklerini göstermeye hevesli karakterler sinemada her zaman kendilsine yer  buldu. Ve tabii iyi ki de buldu, çünkü bu tarz karakterlerin yer aldığı danslı filmleri seyretmek kanımca her zaman eğlendiricidir. Bu tür filmlerin en önemli noktası başrol oyuncuları arasındaki kimyanın ne kadar tuttuğudur.  Partneriyle son derece uyumlu ve birlikte çok iyi görüntü veren bir çiftin etkileyici bir biçimde dans etmesi seyretmekten bıkmayacağınız bir seyirlik yaratabilir.

Gençler ve dans ederek her daim genç kalanlar birbirinden ateşli ve hareketli figürleri sergilerken giydikleri kıyafetlerle zihinlerimizdeki yerlerini sağlamlaştırmayı başardılar. Saturday Night Fever'ın yerinde duramayan Tony Manero'su John Travolta, beyaz takımıyla dans pistini birbirine katarken, arkasından minik adımlarla  yaklaşan  Karen Lynn Gorney, giydiği kırmızı elbiseye rağmen maalesef Travolta'nın gölgesinde kalmaktan kurtulamıyordu. Dirty Dancing'in uyumlu ikilisi rahmetli Patrick Swayze ve Jennifer Grey ise giydikleriyle 90'ların modasının nasıl olacağının habercisi gibiydiler. Swayze siyah atlet ve pantolonuyla atletik vücudunu cüretkar bir biçimde sergilerken, Grey uçuk pembe elbisesiyle şık bir biçimde ona eşlik ediyordu. Flashdance filmi de dans kıyafetleri açısından en  akılda kalıcı olanlardan. Tek omzunu açıkta bırakan uzun kollu üstü ve kırmızı ayakkabılarıyla Jennifer Beals dans sevdalılarının gönlünde o zamanlar epey yer etmişti sanırım. Zamanla değişen ve ortaya çıkan farklı danslar kostümleri de değiştirdi. Karakterler eşofman ya da şalvar tarzı pantolonlarla dans etmeye başladılar. Görünüşleri ve tarzları ne kadar değişik olursa olsun ortak tutkuları dans olan ve bu tutku için yapmadıklarını bırakmayan bu insanların sahip oldukları hırs duygusunun binde birine sahip olabilseydim sevgili dostlar, şu an bambaşka yerlerde olabilirdim diye düşünüyorum. İmrenerek izlediğim ve azıcıkta olsa korkuyla yaklaştığım bu karakterlerin giyinişlerine şöyle bir göz atmanız için danslı filmlerden özenle seçtiğim fotoğraflar hemen aşağıda.  Fotoğrafların sonuna eklediğim videoyla ise Türklerin dansla olan imtihanının ne kadar zorlu bir süreçten geçtiğini ve kıyafetler olarak yabancılardan hiç de geride kalmadığımızı göstermek istedim. Videonun alındığı "Salıncakta Üç Kişi" adlı filmi ise birkaç kez izlemiş biri olarak diyebilirim ki kesinlikle nadide bir eser ve en ilginç eşek şakalarından birini barındırıyor. Herkese çevresindekilere zarar vermeyecekleri bir biçimde bol danslı günler diliyorum :)

 Saturday Night Fever-1977







Dirty Dancing-1987












Fame-1980
 Fame-2009





















     Dirty Dancing: Havana Nights-2004



Footloose-1984

Flashdance-1983





Strictly Ballroom-1992

Shall We Dance-2004


Make It Happen-2008

         Step Up-2006



 Honey-2003

 Ve altın vuruş!
Salıncakta Üç Kişi-1988

14 yorum:

The Lizard Queen dedi ki...

ahaha cok guldum videoya yalniz.

Lumos Design dedi ki...

ahhahahah sondaki videoya çok güldüm sabah sabah. of hakikaten türk sineması ne yollardan geçmiş:))))
fotoğraflara bayıldım ayrıca. saturday night fever'ı çok severim ama travolta,dans ve giydikleri demişken grease ve travolta'nın yanında hiç de sönük kalmayan olivia newton john'u hatırlatmak isterim. bir de fame'e bayılırdım küçükken. leroy'un fotoğrafını görünce gerçek hayatta aids'ten öldüğünü hatırlayıp hüzünlendim.

cafenoHut dedi ki...

Ayy yok sonuna kadar bile seyredemedim utancımdan. Bana ne oluyorsa..
Ama gerçekten de altın vuruş olmuş bu "Salıncakta 3 kişi" :)
O nasıl bir danstır yarabbi... Bugün bütün gün gözümün önünden gitmeyecek o girişteki el hareketleri..

Clea dedi ki...

Gizem Dalyan,
ben de:)

Lumos Design,
Grease'i özellikle koymadım, müzikallere hiç girmeyeyim, sadece danslı filmler olsun dedim ama evet Olivia Newton John'un ve tüm Grease ekibinin kıyafetleri başlı başına bir yazıyı hakediyor.

cafenoHut,
aaa sonu da çok güzel hatta bütün filmi izleyin bence, çok şey kaçırıyorsunuz:)

ck dedi ki...

Yazı ve kareler her zamanki gibi güzel...

Doğum günün kutlu olsun Clea!

justine dedi ki...

Hah ha, hiç gülesim yoktu inan! Ne çok güldüm, ne güzel bir film bu. Geçmişe döndüm, harika, muhteşem, fantastik!!!;p
Nöbetten geldim, uyudum, uyandım, berbat durumdayım, suratım asık, vücudum ağrıyor, beni ne iyi eder acaba diyordum, buymuş demek. Yaşar Alptekin'in elleri! Ben severdim o filmi, kült filmlerimdendir ayrıca, çok sağol canım tekrar hatırlattığın için;) Kendime geldim biraz. Hey allahım:))

Diğer filmler hakkında konuşamayacağım şimdi, ilk önce bir kahvaltı yapmalıyım. Salıncakta Üç Kişi, isimli nadide eser karşısında dayanamadığım için bunca lafı ediyorum.

Eline sağlık canım, harikasın:)

Clea dedi ki...

Cüneyt,
çok sağol!

justine,
tatlım bilirsin bu tarz filmlerin tadını çıkartmaya bayılırız. seni kendime getirdiğim için çok mutlu oldum, sert bir kahve gibi geldi di mi Yaşar Alptekin:) çooooook öpüyorum

Vuslat AKTEPE dedi ki...

Sanırım ben de melankoli hastalığı var. Dans etmeyi severim. Bana dans etmeyi sevdiren ve inatla ders alarak dans edebilen bir adam olmama sebep olan film ise giriş cümlemden çıkarabileceğin üzere Kadın Kokusu (Scent of a Woman)'dır. Al Pacino'nun tangosu ile başlar benim de tango serüvenim. Modern danslara nedense içim ısınmadı. Biri hariç Dirty Dancing ve tabi ki Patrick Swayze yani bir zamanların modern dansı. Swayze'yi ise Ghost'dan beri o her an sulanmaya hazır gözleri ve masum ifadesinden dolayı severim. Bence Dirty Dancing'de Swayze yerine başka bir oyuncu olsa o film o denli etkileyemez. Travolta'yı Greace de de sevememiştim. Muhtemelen dans edişi değil de dansın biçiminden olsa gerek ama Pulp Fiction'daki dansı tam anlamı ile komik ve güzeldi. Bu arada dikkat ettin mi dansın modası geçti sanki. O altmışlı yılların komik swing kültürü, yetmişli yılların diskosu ve seksenlerin fiyaskoları tekno, punk vb. Seksenlerde iş b itmişti herhalde. Şimdi ki dans kültürü de tıpkı diğer her şeyde olduğu gibi en kaba biçimi ile inceltilmemiş dürtülere dayanıyor gibi geliyor bana. Mesela Tango cinselliğin tutkuyla harmanlandığı ve rafine biçimde inceltilerek uygrlığa yedirildiği bir dansken modern break de ise tamamen yontulmamış biçimi ile bu dürtüler karşımıza çıkıyor. Kolay tüketim. Bence artık eskisi gibi dansa içerlenmiş filmlerde yapamazlar gibi geliyor.
Ve altın vuruş: "bunu bir kez daha gösterir misiniz?" repliğinden sonra koptum ben. O tayt ve faniladan ise derhal edinmem gerekiyor:)
Her zamanki gibi çok hoş bir yazı olmuş.
Sevgiyle...

pelinpembesi dedi ki...

Ama y.alptekin artık namazında niyazında :))
hem street dance filmlerini unutma, oradaki danslara bayılırım...

Adsız dedi ki...

Canım benim!
Kalp kalbe karşıymış derler ya, öyle gerçekten. Geçenlerde tvde gezinirken dansa davet filmine rastladım ve kapı gıcırtısında dans eden biri olduğumdan, oturdum seyrettim. Seyrederken de Jennifer'ın elbiselerinin çok güzel olduğunu düşündüm, özellikle de finalde giydiği elbisenin. Clea bu elbiselere bir baksa, yazsa gibi şeyler geçti aklımdan ama sen burdayken unuttum söylemeyi. İşe bak, kardeşim karşıma dansla çıktı bir kaç gün sonra! Çok güzel bir yazı olmuş, her zamanki gibi. Sondaki video harikaydı. Ben kadın olarak ellerimi bu kadar güzel kullanıyor, onlarla konuşuyor muyum bilemedim:)) Seni çok kucaklıyorum.
Serap

Eliff dedi ki...

Dirty Dancing; bana dansı sevdiren film :)

Salıncakta Üç Kişi'ye gelince; eskiden böyle erotik danslı- taytlı erkek,iç çeken kızlar :) filmler çekilebildiğine göre daha açık fikirli bir ülkede yaşıyormuşuz demek ki...Şimdi dizilerdeki öpüşme sahneleri bile olay oluyor,günlerce konuşuluyor. Yaşar Alptekin'in bu "sanatsal" el hareketleri bizim beden eğitimi hocamıza da ilham kaynağı olmuştu ki ortaokulda benzer hareketlerle ve kendi hazırladığımız! koreografi ile ritmik jimnastik yapmaya zorlanmıştık-aman ne eziyetti anlatamam. Biz havalarda uçup,kendimizi yerden yere atarken spor salonu camlarına yapışan erkek sınıf arkadaşlarımızı saymıyorum bile :)

Akşam akşam hiç güleceğim yoktu Clea,teşekkürler :D

Clea dedi ki...

Vuslat,
Swayze'ı ben de severim ama ben Travolta'yı da severim. Grease'i izlemeye de bayılırım. Ama bilirim o durumu bir oyuncuya gıcıksan filmini de feda ediyorsun bazen. Eski dans filmlerini ben de seviyorum özellikle Carlos Saura'nın danslı filmleri müthiş (tabii önceki dönem filmlerine de bayılırım) buraya koymadım çok fazla diye. ama yeni danslardan da zevk alıyorum ben, çıtır-çerez izlemek hoş oluyor. son olarak tayt ve fanila konusunda emin misin?

Buket,
namazında niyazında olabilir canım, dans apayrı bir şey, utanılacak bir durum yok bence. street dance filmlerini unutmadım ki fotoğraflara tekrar bak:)

Serap,
canım kalplerimiz bir ne diyeyim:) sen dans ederken bacaklarını daha fazla kullanıyorsun sanki, ellerine de ağırlık vermen lazım:p
çooook öptüm.

Eliff,
eskiden daha açık fikirli bir ülkede yaşadığımız kesin. oldukça cüretkar sahneleri olan filmler hatırlıyorum ben, şimdi her şey üzerinde konuşuluyor, haklısınız. beden eğitimi dersleri hep kaçılacak derslerdendi zaten, tam anlamıyla eziyet. teşekkürler yorumunuz için.

Unknown dedi ki...

Bu postunda çalan şarkının adını verebilirmisiin :) Gerçekten çok güzel bi şarkı :)
Bloguma beklerim
www.lovesfromfashion.blogspot.com

Aphraell dedi ki...

ama ama ama "Take The Lead"??? nası gözden kaçabilir :)