11 Mart 2012 Pazar

Hani geçen gece giydiğin şu elbise var ya...

Last Night-2010

Bu cümlenin şöyle devam etmesi olasıdır; "işte öyle bir elbise almak istiyorum" ya da "sana çok yakışmıştı o anda söyleyemedim". Tabii şu şekilde devam etmesi olasılığı da var; "hiç beğenmedim ben onu, sakın bir daha giyme!" Eğer o kadar da değil canım, öyle devam etmez diyorsanız yanılıyorsunuz-yakın zamana kadar benim olduğum gibi- çünkü elbise değil belki ama buna benzer bir varyasyonunun dile getirilmiş olduğunu biliyorum artık. Tabii bu durumda bu cümleyi sef eden kişiyle ilgili gözden geçirmeniz gereken şeyler var demektir. Her neyse, ben cümleyi şöyle devam ettireyim o zaman; işte o elbise çok güzeldi Keira. Hatta filmde sınırlı sayıda olan giydiklerin arasında en güzeliydi. Diğerleri zaten beyaz atlet, eşofman, siyah bir üst gibi şeylerden oluşuyor. Ha bir de palton ve ayakkabıların da çok hoştu. O gece giydiğin her şey iyiydi işte, anladın sen:-)

Bahsettiğim gece Last Night filminin içinde. Massy Tadjedin'in elinden çıkma Last Night, kötü bir film değil ama çok farklı, çok etkileyici, çok müthiş bir film de değil. İlişkiler hakkında çok yeni şeyler söylemeyen, sakin bir film. Ben izlerken sıkılmamıştım hiç, ama film hakkında yapılan yorumlarda sıkıcı olduğunu söyleyenler de var. Bu film bazı gecelerimizin seyir ihtiyacını tam anlamıyla karşılıyor aslında. Hani "eski olmasın, yeni bir film olsun, ilişkiler hakkında olsun, tanıdık birileri olsun, olsun da olsun diyerek alanı çok daralttığımız zamanların kurtarıcısı gibi:p Bana göre filmin en önemli kusuru Keira Knightley. Zaten önde olan çenesini daha da ileri atarak güçlendirdiği oyunculuğu beni fazlasıyla itiyor. Sevenleri varsa kusura bakmayın diyorum artık ama bana göre bu kadın fazlasıyla abartılmış ve çok ama çok şanslı.

Bu yazının başrolü o güzel lacivert elbise, bir buluşma elbisesi. Çok sade, çok şık. Filmin kostüm tasarımcısı bir efsane; Ann Roth, dolayısıyla bu harika tasarım beni şaşırtmıyor. Belki de filme özel Roth'un markalardan bir seçimi, bilemiyorum. Bu konuda internette bir bilgiye rastlayamadım. Ann Roth "I don’t dress movie stars; I dress actors who are playing characters…" diyerek yaptığı işi mükemmel bir biçimde tanımlamış bir tasarımcı. 1931 doğumlu ve hala üretmeye devam ediyor. Lacivert ipek elbise camel renginde palto ve burnu açık ayakkabılar ile tamamlanmış. Zarif bir kolye ve yüzük, bir de (sanırım siyah) küçük bir çanta ile süslenmiş görüntünün hiçbir fazlalığı yok. Herkesin ilgisini ve dikkatini çekmeyebilir tabii ama benim de içinde olduğum bir grubun giyim zevkini ifade etmekte çok başarılı olduğu kesin.






5 yorum:

selinsecen.com dedi ki...

Keira K.'den bit kadar hazzetmiyorum. Çemçük ağzını büze büze rol yapmasından da, tuhaf insanların onu en güzeller listesine koymasından da... Kadına dair, o meşhur yeşil elbise de dahil, hiçbir şeyden hazzetmiyorum. Oyunculuk yeteneğinin de muhteşem olduğunu düşünmüyorum. Oh, denk geldi, kustum rahatladım. :)

Clea dedi ki...

vayyyyy sen benden de ileriye taşımışsın durumu. çok seveni de var ki sanırım bu kadar tutuluyor ya da şöyle demeliyim; ekrana çıkan herkesin mutlaka bir alıcısı olur. olan elbiseye oldu desene:-)

selinsecen.com dedi ki...

Blogger takip özelliğini devre dışı bırakınca yazdığı yorumu unutuyor insan!

Elbiseye yazık olmasın, o güzelmiş. Ama yine de favorim ayakkabı. :)

Clea dedi ki...

çok zarif, ben de çok beğenmiştim:-)

Adsız dedi ki...

Ah ha!
İşte tam benim tarzım ayakkabı! Harika! Ben de bunların bir benzeri var ve çok severek giyiyorum.
Bak ne diyeceğim, cidden rahatsız edici bir şey var bu kadında, yoksa kıskanıyor muyuz:))
serap