1 Haziran 2013 Cumartesi

Taksim hepimizin!


1 yorum:

alkım doğan dedi ki...

Cleacım, bu nefis bir post olmuş. Okuduktan sonra adı geçen bütün filmleri, hem de arka arkaya izlemek istedim. Nereden aklına geldi bu blog fikri bilmiyorum ama bence bu derlemeler harika!
Eskiden sinemayla aramızdan su sızmazdı, şu sıralar biraz ihmal ediyorum -pek çok şeyi olduğu gibi:) Oturup arka arkaya nasıl iki Bergman filmi izlermişim bir zamanlar hayret ediyorum şimdi.
Geniş ve "sabırlı" zamanlar;)

Cleo'yu yıllar önce Toronto'da (videkasetini kiralayıp) izlemiştim. Varda'nın Vagabond'unu izlemek istiyorum aslında. Atladığım bir film.
Varoluş meseleleri aklıma nedense ilk başta İskandinav filmlerini getiriyor. Bir de şöyle bir şey: Isıtmayan bir güneş, tenha kırlar, büyük suskunluklar ve bir saat. Fazla Bergmann oldu di mi:)

Teşekkürler bu güzel yazı için. Çok severek okudum.
Sevgiler.